8 Eylül 2011 Perşembe

NÖROLOJİ


            Baş ağrıları, Uyku Bozuklukları, Alzheimer Hastalığı ve diğer Demans tipleri, Parkinson Hastalığı ve  diğer Hareket Bozuklukları, Multiple Skleroz, İnme, Epilepsi ve diğer bayılmalar, Baş Dönmeleri, Bel ve Boyun ağrıları, Kas ve Sinir hastalıkları gibi bir çok nörolojik hastalıkların, nöroloji kliniğimizde tanısı ve tedavisi yapılabilmektedir.
 
            Başağrıları polikliniğimizin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Kliniğimizde başağrısı tanı ve tedavisi ilgili bölümlerin işbirliği ile sürdürülmektedir. Her türlü baş ağrısının tedavisi mümkün olmaktadır. Özellikle Migren kliniğimiz içinde başarılı olarak tedavi edilmektedir. Migren için yapılan kalp tetkikleri bize migren için kesin tedavi olanağı sağlayabilmektedir.
           
            Gündüz uykululuk hali, enerji eksikliği, yorgun uyanma, tedaviye yanıt vermeyen yüksek tansiyon , çeşitli damar hastalıkları, kilo verememe belirtileri ile ortaya çıkan uyku bozuklukları kliniğimizde uyku laboratuarında araştırılmakta, tanı ve tedavisi yapılmaktadır.          

            Her yaşda görülebilen unutkanlık nedeni ve tedavisine yönelik olarak nöropsikolojik testler, görüntüleme yöntemleri hastanemizde uygulanmaktadır. Toplumda sık görülen Alzheimer hastalığının erken tanısı ve tedavisi başarı ile yürütülmektedir.

            Hareket bozukluklarından en sık görülenlerden Parkinson Hastalığı ve ayrıca tik bozuklukları, titremeler ve diğer hareket bozukluklarının tanısı takibi ve tedavisi de tecrübeli ekibimiz tarafından yürütülmektedir. Son yıllarda sıklığı artan ve her türlü nörolojik yakınmaya neden olan (çift görme, uyuşma, felç gibi) dmiyelinizan hastalıkların başında gelen Multiple Skleroz tanı ve tedavisi başarılı bir şekilde yapılmaktadır.

            Kliniğimizde beyin damar tıkanıklıklarının acil tedavisinde ilk 3 saatte acil servisimize başvuran hastalarımıza ambulans ekibinden yoğun bakım ünitesine dek entegre biçimde pıhtı eritici tedavileri uygulanabilmektedir. Bu tedavi metodu için gerekli olan tüm organizasyon; 24 saat çalışan Radyoloji ve Beyin Cerrahi ekibi desteğinin yanısıra yoğun bakım ünitesinin konu ile bilgili personeli sayesinde hastanemizde mevcuttur.
             
            Kliniğimizde yer alan dijital Elektroensefalografi ( EEG ) cihazı ile epilepsiler ve diğer bayılmalar tanınabilmektedir. Epilepsi hastalarında ilaç tedavilerinin yanısıra cerrahi tedavilerde yapılmaktadır. Epilepsilerin cerrahi tedavisi için ön hazırlık çok önemlidir.  Video-EEG monitorizasyon cihazı ile epilepsi tanı ve tedavisi  ve epilepsiye aday hastaların  nöbet odağı   tanınabilmektedir. Epilepsi dışında bayılmalara neden olan hastalıklar ilgili bölümlerle koordine olarak çözüme ulaştırılmaktadır.
           
            Her yaşta sıklıkla karşımıza çıkan Vertigo olarak baş dönmelerini tanı ve tedavisi için her türlü alt yapı ve birikim kliniğimizde mevcuttur. Tedavi başarılı olarak, gerektiğinde, ilgili bölümlerle koordine olarak gerçekleştirilmektedir.
           
            Baş ağrıları kadar sık görülen boyun ve bel ağrılarının tanı ve tedavisinde, kolaylıkla sonuç aldığımız tedavi yaklaşımlarımız ilgili bölümlerle birlikte başarı ile yürütülmektedir.

            Değişik nedenlerle gelişen kas ve sinir hastalıklarının tanı ve tedavisi için gerekli alt yapımızla kısa zamanda sonuç alınmakta ve gerekli tedbirler ile hastalığın seyri ve takibi kliniğimizde yapılmaktadır.

Zaman Beyindir


İnme (inme, nüzül, strok, serebrovasküler hastalık, beyin krizi) nedir?
İnme beyin damarlarının tıkanmasına veya beyin damarlarının kanamasına bağlı ortaya çıkar. Aniden ortaya çıkan bir felç, his kaybı, konuşma güçlüğü, tek veya çift taraflı görme bozukluğu, başdönmesi, dengesizlik ve çift görme gibi yakınmalarla gösteren bu hastalıkta ilk 3-6 saat içinde tanı konulması ve tedaviye başlanması hayati öneme sahiptir.
Beyinin sağlıklı ve normal çalışmak için düzenli ve sabit hızda oksijen ve glukoza ihtiyacı vardır. Bunu da düzgün bir kan akımı sağlar. İnme, beyne kan akımını sağlayan damarlardan birinin aniden tıkanması veya kanaması ile beyne giden kan akımının gidişinin yavaşlaması ya da durması sonucunda meydana gelir. İnme sıklıkla saniyeler veya dakikalar içinde, hızla gelişir. Tıkanan veya kanayan damarın beslediği beyin bölgesine, oksijen ve glukoz ulaşamaz. İnmeli hastada beslenmesi bozulan bölge, çalışamaz hale gelir. İnmelerin  önemli bir kısmı (%85) beyin damarlarının tıkanması ile gelişir ve daha az olarak da (%15) beyin damarının yırtılarak kanamasıyla gelişir.
İnme, dünyada kalp hastalığı ve kanserden sonra gelen en önemli ölüm nedenidir. İnme, erişkin yaşta birinci sakatlık nedenidir. İnme pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, en fazla ölüme yol açan ve en fazla sakat bırakan hastalıklar arasındadır. Hastaya olduğu kadar, çevresine ve topluma maliyeti çok yüksek bir hastalıktır.
İnme beyin hastalığıdır. Hastalar mutlaka beyin, sinir ve kas hastalıkları uzmanı olan nörolog, tarafından görülmelidir. Nörolog hastanın şikayet ve muayene bulguları ile beyinin etkilenen bölgesini belirler. Tanısını kesinleştirmek için bazı tetkikler ister ve bunların sonucunda nedeni ortaya koyarak uygun tedaviyi yapmaya çalışır.
Belirti ve bulgular;
Beyinde meydana gelen hasarın yerine ve büyüklüğüne göre inmenin belirtileri de değişebilir. Beyinin sol yarısı vücudun sağ tarafını, sağ yarısı ise vücudun sol tarafını kontrol eder. Konuşma merkezi insanların büyük bir kısmında, sağ elinin kullananlarda, beyinin sol yarısında yerleşmiştir. İnme beyinin hangi alanını tuttuysa, fonsiyon kaybı, vücudun beslenmesi bozulan bölüm tarafından yönetilen kısımlarında görülür. Beyinin tıkanan veya kanayan tarafının, karşı vucut yarısında, hastanın nörolojik fonksiyonlarında bozulma görülür.
·         Yüzün yarısında, kolda, bacakta veya tüm vucüt yarısında uyuşukluk,
·         Yüzün yarısında, kolda, bacakta veya tüm vucüt yarısında kuvvetsizlik,
·         Geçici bulanık görmeden kısa süreli körlüğe kadar değişen, bir veya her iki gözde geçici görme bozuklukları ve çoğunlukla yarım görme alanı bozuklukları,
·         Uzaysal mekanı algılama bozukluğu,
·         Giyinip soyunma beceriksizliği,
·         Bazen hastalar, hastalıklarını inkar, ve hatta felçli tarafı ihmal, görmezden gelme,
·         Konuşulan lisanı anlayamama ve/veya konuşamama,
·         Bellek bozuklukları,
·         Denge ve koordinasyon güçlükleri,
·         Baş dönmesi, bulantı, kusma,
·         Vücudun hem sağ, hem sol tarafını etkileyen felçler, solunum yutma gibi işlevlerin kaybı ile hayatı tehdit eden durumlar,
Hastalarda görülen belirti ve bulgula kalıcı veya geçici olabilir. Geçici iskemik atak diye adlandırılan kısa süreli fonksiyon kayıpları genellikle dakikalar ve saatler içinde tamamen düzelir ve sıklıkla düşme atakları ve başdönmesi şeklinde görülür. Bu duruma geçici iskemik atak (GİA) denir. Eğer uygun bir tedavi başlanmazsa GİA'lı hastaların üçte birinde takip eden haftalar içinde veya ilk 5 yıl içinde herhangi bir dönemde inme gelişebilir. Bu nedenle GİA belirtileri gösteren hastaların hemen bir uzmana başvurmaları gerekir. GİA, herkes tarafından kalp krizi işareti olabileceğini düşündüren göğüs ağrısı gibi ciddiyetle ele alınmalıdır. Göğüs ağrısı atağı, kalbin, geçici iskemik atak ise beyinin kan akımının bozulması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. GİA çoğunlukla birkaç dakika sürüp geçer. En çok 24 saate kadar uzar. Eğer bulgular 1-14 gün arasında devam edip düzeliyorsa, buna geriye dönen iskemik nörolojik hasar adı verilir. Bulgular 14 günden daha fazla sürüyorsa bu süre içinde tam düzelme olmamışsa serebral infarkt veya tamamlanmış inme adı verilir. GİA, geriye dönen iskemik nörolojik hasar ve tamamlanmış inme nedenleri birbirinin aynıdır. Bu nedenle GİA, infarkt habercisi olarak değerlendirilmektedir. Tamamlanmış inme oluşmuşsa ortaya çıkan ağır fonksiyon kaybı tamamen geriye dönmez.
Nedenler ve risk faktörleri;
- Yaş
- Sigara
- Alkol
- Kan basıncı yüksekliği
- Kan lipid (yağ) yüksekliği
- Şeker hastalığı
- Gut hastalığı
- Şişmanlık
- Doğum kontrol hapları
- Kalp hastalıkları (Kalp ritim bozuklukları, kalp kapaklarının ve kasının fonksiyon bozuklukları)
Günümüzde risk faktörlerinin çoğu tedavi edilebilmektedir. Bunun için 40 yaş üzerindeki her hastanın bir hekim tarafından görülmesi ve uygun testlerden geçirilmesi önerilir. Özellikle ailede inme veya kalp krizi öyküsü varsa, mutlaka uygun tetkikler yapılmalıdır. Eğer erken önlem alınırsa, inme, büyük ölçüde önlenebilir bir hastalıktır.
İnme sırasında beyin damarı tıkanır tıkanmaz, bütün hücreler hemen ölmez. Mümkün olduğunca erken tedaviye başlanarak, bu hücrelerin fonksiyonları korunabilir. Daha önemlisi damarları etkileyen risk faktörleri ile zamanında mücadele edilirse, inme gelişimi engellenebilir. Bu nedenle hastalığın bazı uyarıcı belirti ve bulgularını tanımak önemlidir.
İnme vakaları içinde daha az görülen, beyin kanamalarının en önemli nedeni
kontrol edilemeyen hipertansiyondur. Beyinin damarlarındaki baloncuklar, damar yumakları gibi kalıtsal hastalıklar da beyin kanamalarının nedenleri arasında yer alır. Beyinin bir yerinde uzun süre sessiz kalan bu damar yumakları,  aniden kanayabilir. Beyin damarlarının tıkanmasına bağlı gelişen inemnin en önemli nedeni kalp hastalıklarıdır. Kalp içinde oluşan pıhtılar, yerinden ayrılarak, beyin damarlarını tıkayabilir. Örneğin enfarktüs geçirmiş kalpte, belli bir bölümde kalp kası fonksiyonunu kaybeder ve bunun sonucunda, kalp etkin bir şekilde kasılamayacağından orada pıhtı oluşur. Oluşabilecek bir ritim bozukluğunda da, bu pıhtı kalpten çıkıp beyine gidebilir. Ayrıca, beyini besleyen büyük damarlarda görülen damar hastalıkları (atheroskleroz) da ikinci sıklıkta görülen nedendir. Şah damarı denilen karotis ve arka tarafta da vertebral arterler olarak adlandırılan ve beyinin arka bölgeleri ile beyin sapı ve beyinciği besleyen damarlarda oluşan sorunlar da inmeye neden olur. Beyinin derin bölgelerini besleyen, küçük damarların diyabet, yüksek kolesterol ve hipertansiyon gibi damar yatağını bozan kronik hastalıkları da inmeye neden olabilir. Büyük bir damar yavaş yavaş gelişen bir tıkanma olursa, sağlam kalan büyük damarlar, tıkanan damarın beslediği bölgeyi de beslemeye başlar ama küçük damarlarda bu gerçekleşmez. Küçük damarların yavaş veya hızlı tıkanması inmeye neden olurken büyük damarların yavaş tıkanması eğer kollateral (yan damarlar) damarlar çalışıyorsa inmeye neden olmaz. Kalp, büyük damar ve küçük damarların hastalıkları dışında inme nedeni olarak kalıtımsal hastalıklar, romatizmal hastalıklar veya pıhtılaşma bozukluğuna neden olan kan hastalıkları bilinmektedir. Büyük damarların iç duvar katmanlarının aniden yırtılmasıda (diseksiyon) tıkanmaya neden olarak, inmeye sebep olur. İnme her yaşta görülmekle beraber her yaşta görülebilir fakat bazı inme nedenleri daha çok genç yaşlarda görülür. Günümüzde gelinen tıbbi gelişmelere rağmen nedeni bulunamayan inmeler % 20-30 kadardır.
Tanı;
Tanı klinik bulguların değerlendirilmesi, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) görüntüleme teknikleri ile beyindeki tıkanma veya kanama görüntülenebilir. Tanıya yardımcı olmak ve inme nedenini belilemek amacıyla doppler ultrasonografi, BT anjiyografi, MR anjiyografi, dijital subtraksiyon anjiyografi gibi yöntemlerle de boyun ve beyin damarlarının ayrıntılı görüntülenmesi mümkündür. Ekokardiyografi ve Holter incelemeleri de kalp kaynaklı pıhtıların tespitinde yardımcı inceleme yöntemleridir. Klinik tablonun gerektirdiği zaman detaylı hematolojik, biyokimyasal, mikrobiyolojik ve hatta genetik yöntemlere de başvurulabilir.
Tedavi;
Beyinde kan dolaşım bozukluğuna bağlı nörolojik belirtiler geliştiği zaman hiç gecikilmeden acil tedavi uygulanmaya başlanmalıdır. Beyin dokusunun dolaşım bozukluğuna tahammülü çok azdır, ancak birkaç dakikaya sınırlıdır. Miyokard infarktı (kalp krizi) gibi inme de çok acil bir durumdur. Günümüzde inme için tedavi seçeneği, çok çaba sarf edilmiş olmasına rağmen yoktur. Beyin kanaması nedeniyle inme oluşan hastalar için henüz yaygın ve geçerli bir tedavi seçeneği yoktur. Beyin kanamalarında “stereotaksik cerrahi” adını alan bir yöntemle, uygun hastalarda kanama, diğer çevre beyin dokusuna zarar verilmeden hızlıca ve kolaylıkla boşaltılabilmektedir. Ancak kanamanın durdurulmasına yönelik olarak tedavi seçeneği maalesef yoktur. Yapılan bir çok çalışma sonunda, dünyada damar tıkanması ile gelişen inme hastalarında kullanılan, tek tedavi amaçlı ilaç, rekombinant doku plazminojen aktivatörüdür. Damar tıkanmasına bağlı gelişen inme hastalarında kullanılan, bu tedavi seçeneği çok sınırlı sayıda hastaya, çok sınırlı sayıda merkezde uygulanabilmektedir. Bu tedavi, ülkemizde gün geçtikçe daha yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. En önemli kriter hastanın inme olduktan sonra tedavinin ilk üç saat içinde uygulanma zorunluluğudur. İlk üç saatte başvurabilen hastalar eğer bazı kriterleri yerine getiriyorsa, yani hastanın klinik durumu uygunsa damar açıcı tedavi yapılabilir. Bu tedavinin mutlaka uygun koşulları sağlayabilen merkezlerde ve eğitimli bir inme ekibinin kontrolünde yapılması gerekmektedir. Hastaların ve yakınlarının inme belirtilerini tanıması çok önemlidir. Böyle bir durumda, hiç vakit kaybetmeden uygun bir tedavi kurumuna ulaşabilmeleri, damar açıcı tedavi şansını kullanabilmeleri açısından çok önemlidir. Bu tedavi için gerekli şartlar hazır olsa, bile mutlak tedavi her hastada söz konusu değildir. Son zamanlarda ilk üç saat altı saate kadar uzatılmıştır. İlk altı saate kadar hasta, uygun bir merkeze ulaşabilirse, rekombinant doku plazminojen aktivatörü daha düşük dozda doğrudan tıkanan damara anjiyografik olarak verilebilir ve yüksek oranda tedavi sağlar.
İnmenin oluşmasını önlemek üzere risk faktörlerini azaltmayı hedefleyen birincil korunma tedavisi ve inme geçirmiş kimselerde de sebebin tesbit edilerek ortadan kaldırılması ya da riskin azaltılmasını amaçlayan ikincil korunma tedavisi yapılabilir. İkincil koruma tedavisinde, inmenin tekrarı önlenmeye çalışılır ve bu amaçla kan sulandırıcı denilen ilaçlar kullanılır. İnmenin nedeni kalpteki bir pıhtı ise, pıhtı oluşumunu engelleyici ilaçlar verilir, diyabet ya da hipertansiyon kontrol altına alınır, kan yağları düşülür.
Medikal tedavi ile birlikte cerrahi veya radyolojik girişimsel tedavi yöntemleri koruyucu ve tedavi amaçlı kullanılabilir. Beyine kan sağlayan damarlarda darlık varsa, cerrahi olarak enderektomi, yani daralmaya neden olak atherosklerotik damar plağının olduğu damarın açılıp, bozuk kısım alındıktan sonra dolaşımın tekrar sağlanmasıdır. Kalp damarlarına takılan stent gibi, kasıktan kateter yardımıyla damar içine girilerek beyine giden damarlara stent konulması ile damar darlığının neden olduğu beslenme bozukluğu veya tıkanmaya neden olabilecek atherosklerotik plak oluşumunu engellenmesi söz konusudur. İnme hastalarının kaybettikleri fonksiyonlarına kısmende olsa yeniden kavuşmaları ve kalan fonksiyonlarını en iyi şekilde kullanabilmeleri rehabilitasyon tedavisi inmenin oluştuğu andan itibaren medikal tedavi ile birlikte mutlaka başlamalıdır. Akut dönem geçtikten sonra rehabilitasyon aktif olarak uygulanmak zorundadır. Rehabilitasyon uygulamaları öncelikle fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı, fizyoterapist ve rehabilitasyon hemşiresi tarafından yapılır. Bu ekibe ayrıca nörolog, beyin cerahı, psikiyatrist veya psikolog da zaman zaman katılabilir. İdeal rehabilitasyon uygulamalarında, konuşma terapisti ve iş uğraşı terapistinin de yer alması gerekmektedir. İnmede rehabilitasyona ne kadar erken başlanırsa hastanın fonksiyonel kayıpları o oranda azalır.
Korunmak, inme olduktan sonra yapılabilceklerin kısıtlılığından dolayı çok önemlidir. İnmenin önlenmesi için yapılması gerekenler, kalp krizini önlemek için yapılması gerekenlerden farklı değildir. Hipertansiyonun, hiperlipidemininin, diyabet hastalığının kontrolü mutlaka doktor kontrolünde yapılmalıdır. Egzersiz koruyucu önlemlerin başında gelmektedir. Belirlenmiş risk faktörleri için her türlü tedbir alınmalıdır. Aşırı alkolden uzak durulmalıdır. Sigara kesinlikle içilmemelidir ve hatta sigara içilen ortamlarda bulunmakda sigara içmek kadar zararlıdır. Doğum kontrol hapı kullananlar, kesinlikle sigaradan uzak durmalıdır. Nikotin ve hormonların birlikte alınması inme riskini artırır. Bu risk genç yaşta bile yüksektir. İdeal vücut ağırlığı için fazla kilolardan kurtulmak gereklidir. Yağlı yiyeceklerden, kolesterollü yiyeceklerden kaçınılması gereklidir. Ruhsal gerginlik yaratan durumlardan sakınmak gereklidir. Aşırı efordan özellikle riskli kişilerin kaçınması gerekir.
Sonuç;
Toplumun inme konusunda bilgilendirilmesi ve risk faktörleriyle savaş,  inme sıklığında çok belirgin azalmaya neden olmuştur. İnme olmamak için yapılması gerekenler çok basit tedbirlerdir. İnmeli hastaların hastalık oluştuktan sonra hiç vakit kaybetmeden, en kısa zamanda bir merkeze başvurmalarının önemini erken tedavi şansı için asla unutulmamalıdır. Bu merkezlerde organize inme ekiplerinin oluşturduğu inme ünitelerinin olması tedavi olanaklarını maksimum düzeyde hastalara sağlayabilir. Bu merkezlerin yaygınlaştırılması gerekmektedir. İnme merkezi değişik ünitelerden oluşmakta, kesintisiz ve kapsamlı tedavi anlayışını hedeflemektedir.  İnme üniteleri, hastalığın değişik safhalarında ortaya çıkan ve hasta veya ailesi için olumsuz ve dramatik sonuçları gidermeyi amaçlamaktadır.

ANTİKOAGÜLASYON

   Coumadın (Warfarin Sodyum) Kullanımında Nelere Dikkat Edilmeli?

          
Güvenli Coumadin Kullanımı
Coumadin (Warfarin) Antikoagülan bir ilaç olup, damarlarda veya kalbinizde pıhtı oluşmasını, pıhtı mevcutsa  pıhtının yaygınlaşmasını önler. Ayrıca mevcut olan pıhtının kopmasına ve vücudun başka bir yerine gitmesine engel olur. Fakat oluşmuş olan  pıhtıyı eritmez.
Kalp, akciğer veya beyne giden damarlar içine yerleşen kan pıhtısı, kan akımını engeller ve birçok sorunlara neden olur.
Ø      İlacınızı günde bir defa, belirtilen dozda alınız.
Ø      Her gün aynı saatte alınız (tavsiye edilen saat 16.00 dır).
Ø      İlacınızı yemeklerden önce veya sonra 1 bardak su ile alabilirsiniz.
Ø      Eğer Coumadin dozunuzu saat 16:00’ da almayı unuttunuz ve gece saat 24:00’ den önce  hatırladıysanız ilacınızı alabilirsiniz. Ancak, gece yarısını geçtikten sonra hatırladıysanız ertesi güne kadar bekleyiniz ve sadece o gün için belirtilen miktar kadar alınız.
Ø      Asla iki günlük dozu bir seferde almayınız. Eğer iki veya daha fazla gün üst üste ilacınızı almayı unutursanız doktorunuzu arayınız; doz değişimi gerekebilir.
Ø      İlacınızı ışık ve nemden, aşırı sıcak ve soğuktan uzakta; oda ısısında koruyunuz.
Ø      Ambalajından (kutu-blister) çıkarmadan muhafaza ediniz.
Ø      İlaçlarınızı çocukların erişebileceği yerlere kesinlikle koymayınız.
Ø      Son kullanma tarihine dikkat ediniz.
Coumadin; tromboz ve emboli tehlikesi ortadan kalkıncaya kadar ,bazı durumlardada ömür boyu kullanılacak bir ilaçtır.

Coumadin kullanan bir bayansanız hamile kalmamaya özen gösterin çünkü ilaç bebeğe zarar verebilir. Eğer hamile kalmayı planlıyorsanız, doktorunuzla konuşarak riskler ve bunları azaltma yolları hakkında bilgi alınız. Eğer hamileyseniz hemen doktorunuza haber veriniz.
Doktorlarınıza ve diş hekiminize Coumadin kullandığınızı söyleyiniz. Cerrahi tedavi ve
diş tedavisi öncesinde kan testlerinizi tekrarlamanız gerekebilir. Testlerinizin sonucuna göre, doktorunuza danışarak ilacınızı kesmeniz ya da dozunu değiştirmeniz gerekebilecektir.
PT ve INR, pıhtılaşma zamanını belirlemek için yapılması gereken testlerdir. Bu testler aldığınız ilaç dozunun yeterli olup olmadığını gösterir. Coumadin' in etkisini diğer ilaçlar ve yiyecekler etkileyebilir. Fazla alındığında kanamaya, az alındığında ise pıhtı oluşumuna neden olabilir. Bu nedenle güvenliğiniz için kan testlerinizi tekrarlamalısınız. Testler doktorunuzun belirttiği zaman aralıklarında laboratuvarda yapılır.
    Önemli Noktalar   
Ø      Laboratuvara belirtilen tarihte gidiniz.
Ø      Her test için aynı laboratuvara gidiniz (laboratuvarlar arası sonuç farkları olabilir).
Ø      Seyahate çıkacaksanız doktorunuzla önceden konuşunuz.
Ø      Test sonrası doktorunuzla görüşerek bir sonraki test zamanını ve o zamana kadar ilacınızı nasıl almanız gerektiğini iyice öğreniniz.
Ø      Kan testi sonuçlarınızı, Coumadin doz cetveline, düzenli olarak işaretleyiniz.
Ø      Dozlar, genelde günde 2.5 mg (yarım tablet) ile 10 mg (iki tablet) arasında değişir.
Ø      Aspirin, Babyprin, Ecopirin, Coraspin, Dispril
Ø      Ibuprofen içeren ilaçlar: Brufen, İbufen, Dolorin, Algifen, Artril, Biophen, Dolgit, Pedifen, Profen…
Ø      Naproksen içeren ilaçlar: Apranax, Aprol, Aprowell, Kapnax, Naponal, Napradol, Naprosyn, Naprodex, Oprax.....
Ø      Soğuk algınlığı ilaçları
Ø      Antiasitler
Ø      Laksatifler
Ø      K vitamini, çok miktarda E ve C vitamini içeren vitaminler
Warfarin etkisini arttıran ilaçlar: Alkol, parasetamol, bazı antibiyotikler (penisilinler, sefalosporinler, kloramfenikol, trimetoprim-sulfametoksazol, siprofloksasin, eritromisin, sulfonamidler), karboz, setaminofen, amiodaron, simetidin, kortizon, etoposid, flukanazol, lovastatin, kinidin, trisiklik antidepresanlar, E vitamini, tiroid hormonu...

Warfarin etkisini azaltan ilaçlar: Anti-tiroid ilaçlar, askorbik asit, azatioprin, barbitüratlar, karbamazepin, doğum kontrol hapı, sprinolakton, teikoplanin, merkaptopürin, antihistaminikler..



·        Coumadin etkisini arttırabilen ilaçlar :

Antibiyotikler (Cefamandole, Cefoperazone, Chloramphenicol, Ciprofloxacin, Co – trimoxazole, Neomycin, Norfloxacin, Tetracyclines, Eritromycine, Metronidazole, Acetaminophen, Acetyl salicylic acid, Allopurinol, Amiodarone, Chlorpropamide, Cimetidine, Clofibrate, Dextran, Danazol, Diüretikler*, Estragenler*, Fluconazole, Heparin, Ibuprofen, Indomethacin, Influenza virüs aşısı, Isoniazid, Ketoconazole, Ketorolac, Lovastatin, Methyldopa, MAO inhibitörleri Naproxen, Non – steroid antiinflamatuar ilaçlar, Omeprazole, Oral kontraseptifler (estragen içeren), Pentoxifylline, Phenytoin, Piroxicam, Propafenone, Propylthiouracil,Quinidine, Ranitidine, Streptokinase, Sulfonamidler, Tamoxifen, Thiazide diüretikler, Thyroid ilaçları, Trycyclic antidepresanlar, Urokinase, Vitamin E

·       Coumadin etkisini azaltabilen ilaçlar :


Antiasitler, Antihistaminikler, Barbituratlar, Carbamezapine, Chlordiazepoxide, Cholestyramine Corticosteroidler, Diüretikler*, Estrogenler*, Griseofulvin, Haloperidol, İntravenöz yağ emülsiyonları, Nafcillin, Phenobarbital, Pirimidone, Rifambin, Spironolactone, Sucralfate, Vitamin C, Vitamin K

( *Etkiyi azaltabilir veya arttırabilir)
Herhangi bir nedenle bu ilaçları almanız gerektiğinde mutlaka doktorunuza danışınız. Eğer doktorunuz gerekli görürse Coumadin dozunuzu ayarlamak gerekebilir.
K vitamini açısından zengin yiyeceklerle beslenme, Coumadin' in etkisini azaltabilir. Bu yiyeceklerden her gün benzer miktarlarda yemeye özen gösteriniz.
K Vitaminini yüksek dozda içeren yiyecekler:
sığır ciğeri, soya yağı, brokoli, brüksel lahanası, lahana, nohut, marul, Ispanak, maydanoz, şalgam, pazı
, semiz otu, leblebi, yeşil çay, balık yağı
K vitaminini orta dozda içeren gıdalar: kuşkonmaz, karnabahar, peynir, bezelye, kahve, avokado
K vitaminini düşük dozda içeren gıdalar: kırmızı et, tavuk, yumurta, süt, ekmek, tereyağı, havuç, kereviz, mısır, yeşil fasulye, soğan, pirinç, domates, patates, biber, yerfıstığı, bal kabağı, elma, portakal, çilek
Yoğurt içinde bulunan bakteriler, bağırsakta K vitamini yapımını arttırarak etkili olur. Warfarin kullanan kişilerin bol yoğurt yemesi uygun değildir.




Önemli Noktalar   
Tütün Coumadin' in etkisini azaltarak, alkol Coumadin 'in etkisini arttırarak size zarar verir. Sık sık alkol almaktan kaçınınız. Alabileceğiniz alkol miktarını doktorunuza danışınız.
Ø      Coumadin' in etkisinin artması 'Protombin Zamanı' (PT) veya INR'yi arttırarak kanın daha çok sulanmasına ve dolayısıyla kanamalara yol açabilir.
Ø      Coumadin' in etkisinin azalması, PT veya INR'yi azaltarak kanın daha az sulanmasına ve kalpte yapay kalp kapakçıklarına veya damarlarda pıhtı oluşmasına neden olabilir.

Ø      Tıraş olurken, kesikleri önlemek amacıyla, elektrikli tıraş makinesi veya tüy dökücü krem kullanınız.
Ø      Dişlerinizi fırçalamak için yumuşak kıllı diş fırçası tercih ediniz ve sert hareketlerden kaçınınız.
Coumadin kullanırken yaralanma riski yüksek olan aktivitelerden kaçınınız. Herhangi bir egzersiz veya spor aktivitesine katılmadan önce doktorunuza danışınız. Yaralanma olasılığı yüksek olan boks, güreş, karate, futbol gibi sporlar yapmayınız.
Uzun bir seyahate çıkmadan önce doktorunuzla görüşünüz. Kan testinizi tekrarlamak ve ilaç dozunuzu değiştirmek gerekebilir. Seyahat boyunca ilacınızı her zaman yanınızda bulundurunuz. İlacınızı yanınızdan ayırmayınız, bagaja vermeyiniz.
Coumadin' in en sık rastlanan yan etkisi kanamadır. Kanama çeşitli bulgularla ortaya çıkabilir. Aşağıdaki bulgulardan herhangi birini gözlemlediğinizde MUTLAKA doktorunuzu arayınız:

Ø      Halsizlik ve solgunluk
Ø      Kesik sonrası 10 dakika baskı uygulanmasına rağmen kanamanın durdurulamaması
Ø      Kulak, burun ve diş etinde kanama olması
Ø      Normalden fazla veya uzun süreli adet kanaması
Ø      İdrarınızın kırmızımsı veya çay renginde olması
Ø      Dışkınızın kırmızı veya siyah renkli olması
Ø      Sebepsiz yere cildinizde siyah ve kırmızı noktalar oluşması
Ø      Kan kusma
Ø      Öksürerek kan tükürme
Ø      Anormal hemoroid kanaması
Ø      Özellikle eklemlerde beklenmeyen ağrı ve kızarıklıklar
Ø      Alışılmadık, çok şiddetli, ani başlayan baş ağrısı
Ø      Şiddetli mide ve karın ağrısı
Bu bulgulardan herhangi biriyle karşılaştığınızda HEMEN DOKTORUNUZU ARAYINIZ, doktorunuz kan testi isteyebilir, kan testi sonucunuza göre ilacınızı kesebilir, ilaç dozunuzu değiştirebilir veya kanama durdurucu ilaç verebilir.
Önemli Noktalar   
Ø      Darbelerden kaçınınız. Küçük darbeler bile kanamaya neden olabilir.
Ø      Eğer bir yeriniz kesilirse; kesik küçük ise kanama durana kadar yaranın üstüne bastırınız. Eğer kanama devam ediyorsa tekrar üstüne bastırarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Ø      Kusma, ishal ve ateşli hastalıklar Coumadin' in etkisini değiştirebilir. Böyle durumlarda mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Ø      Acil durumlar için doktorunuzun numarasını yanınızda taşıyınız. Size verilecek olan kartınızı sürekli yanınızda bulundurunuz.
                                   


                                                                                                                                      Hastalık ve acil durumlar:

·        Acil durumlar için doktorunuzun numarasını yanınızda taşıyınız.
·        Her zaman yanınızda Coumadin kullandığınızı belirten bir belge bulundurunuz. Acil bir durumda ve bunu açıklayamayacak bir konumda olabilirsiniz.





                      

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Uyku Hijyeni


Uyku yaşamın en önemli gerekisinimlerinden biridir. Sağlıklı uyku bir çok günlük aktivitenin daha verimli olmasını sağladığı gibi bir çok kronik hastalığın tedavisinide kolaylaştırır. Genel olarak uykunun azı da çoğuda önerilmez. Esneme, görme ve işitmede azalma gibi bedensel yorgunluk belirtileri vücudunuzun uyku ihtiyacından kaynaklanır. Erken kalkanlar ise geç kalkanlara oranla her zaman daha sağlıklı uyurlar. İnsomnia olarak tanımlanan uyumakda zorluk çeken veya hiç uyuyamadığını düşünenlere önerilerim;
· Kahve ve çay tüketimini mümkünse sıfırlayın.
· En azından akşam saat 7'den sonra hiç bir şekilde çay veya kahve almayın.
· Alkolden uzak durun.
· Çikolatayı hayatınızdan çıkartın.
· Meyve tüketiminizi gün içinde öğlen 12'ye kadar bitirmiş olun.
· Akşam 8 den sonra su dahil hiç bir şey yemeyin ve içmeyin.
· Yatmadan önce gazlı içecek içmeyin. Acılı yiyeceklerden kaçının.
· Tuzu azaltın.
· Akşam yemeği yağsız az miktar karbonhidrat ve bol sebzeli olmalı.
· Gün içinde atıştırma adetiniz varsa bırakın.
· Gün içinde mümkünse akşam saatlerinde en az yarım saat kadar yürüyün.
· Televizyon seyrederken, gazete okurken ya da istirahat amaçlı hiç bir şekilde gün içinde uzanarak herhangi bir şey yapmayın.
· Uyumadan önce ılık bir duş alın.
· Yatak odanıza uykunuz gelmeden girmeyin.
· Yatağa girip uykunun gelmesini beklemeyin.
· Yatak odanızda gün ışığının girmesini engelleyecek perdeler kullanın.
· Yatak odanızda sesli ve ışıklı saat kullanmayın.
· Yatak odanızda televizyon, bilgisayar vs bulundurmayın.
· Yatakda gazete kitap vs okumayın. Yatağınızı sadece uyumak için kullanın.
· Oda ısısını 20 derece civarında tutun.
· Kalın terlemenize neden olacak pijama, gecelik ve yorgan kullanmayın.
· Yatak odanızın duvarlarını çok parlak renklere boyamayın.
· Odanıza hava aldırın; soğuk ve taze hava uyumanızı kolaylaştıracaktır.
· Her gün aynı saatte uyanın, tatil günlerinizde dahil olmak üzere.
· Bu yöntemlerden fayda görmez iseniz Nöroloji Doktoruna başvurunuz.

İyi uykular